Tüm dünya için önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam eden hepatit virüsleri, gerekli önlemler alınmadığı takdirde hayatı tehdit edici boyutlara ulaşabilmektedir. Hepatitte aşı ile kronik enfeksiyonlardan yüzde 95 oranında korunmanın mümkün olduğunu hatırlatan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. . Olası riskleri önlemek için aşılama oranları artırılmalıdır.
Hepatit neden olduğu hastalıklar açısından dünya çapında önemini koruyan önemli bir sağlık sorunudur. A, B, C, D ve E gibi farklı türleri olmakla birlikte hepatit B ve C’nin neden olduğu sonuçlar açısından farklı önem taşıdığına dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Meral Sönmezoğlu, dünya çapında yaklaşık 350 milyon kişinin hepatit B ve C ile yaşadığına dikkat çekerek, yüzbinlerce insanda kronik hastalığa neden olduğuna dikkat çekti.
“HEPATİT TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK OLARAK BİLİNMİYOR”
Dünya Hepatit Günü vesilesiyle konuşan Prof. Dr. Sönmezoğlu, konuyla ilgili toplumsal farkındalık oluşmadıkça bu tablonun değişemeyeceğine dikkat çekti. “Dünyada her yıl 3 milyon kişiye hepatit B ve C enfeksiyonu bulaşmasına ve her yıl 1.1 milyon kişinin hepatit nedeniyle ölmesine rağmen, kronik hepatit B vakalarının yüzde 10’una ve kronik hepatit C vakalarının sadece yüzde 21’ine teşhis konuyor ve kalan hastalara hepatit teşhisi konur. Sönmezoğlu, “Hepatit tedavi edilebilir hatta tamamen yok edilebilir bir hastalık olmasına rağmen hala yeterince tanınmadığı için maalesef sayıları her geçen gün artıyor.”
“BİR HAYAT, TEK CİĞER”
DSÖ’nün 2023 yılında Hepatit Farkındalık Çalışmaları kapsamında “Bir Hayat, Bir Karaciğer” temasıyla sağlıklı bir yaşam sürmek için sağlıklı bir karaciğerin değerine dikkat çektiğini anlatan Dr. Sönmezoğlu, “Bu kapsamda karaciğer sirozu ve kanser gibi hastalıklardan korunmak için hepatitin önlenmesi, erken teşhis ve doğru tedavinin hayati önem taşıdığının altı çiziliyor.”
“BELİRTİSİZ GELİŞİYOR”
Hepatit B ve C’nin yıllar içinde belirti vermeden ilerlediğini belirten Prof. Dr. Sönmezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya Sağlık Örgütü bu konudaki yoğun çalışmalarını sürdürüyor. Hepatitin bazı türlerinde aşılamanın hastalıklardan korunmada çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu bilinçle ilgili ülkeler bazında politikalar geliştirilmelidir. Bu bağlamda DSÖ’nün tüm üye ülkeler tarafından kabul edilen küresel hepatit stratejisi ile; 2016-2030 yılları arasında yeni hepatit enfeksiyonlarını yüzde 90, can kayıplarını ise yüzde 65 oranında azaltmak hedefleniyor.
“HEPATİT B’DEN KORUNMAK İÇİN AŞI YAPIN”
Karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine kadar varabilen tablonun ortaya çıkmasından sorumlu olan Hepatit B enfeksiyonundan korunmak için aşıların çok değerli bir silah olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sönmezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Hepatit B’nin bulaşma yollarının ortasında; Anneden bebeğe, çocuktan bebeğe doğumda korunmasız cinsel temas ve akıl almaz iğneler ve kan nakilleri gelir. Ancak birden fazla kişinin yanlış anladığı üzere emzirme, el ele tutuşma, hapşırma veya havuz gibi ortak kullanım alanlarının kullanılmasıyla virüs bulaşamaz. Ancak en değerli korunma yöntemi aşılamadır. Günümüzde dünya çapında yaygın olarak kullanılan hepatit B aşısı, kronik enfeksiyon gelişimini önlemede yaklaşık yüzde 95 oranında etkili bir güce sahiptir.
ÜLKEMİZDEKİ RİSK KULÜPLERİNDE HEPATİT B AŞISI ÜCRETSİZ YAPILMAKTADIR
Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon Hepatit B hastası ve 750 bin Hepatit C hastası olduğunun varsayıldığını hatırlatan Prof. Ülkemizdeki risk grubu. Bu aşılama programları ile enfekte olan kişi sayısında önemli bir azalma oldu.” dedi.
“HEPATİT C’DE ERKEN TANI VE TEDAVİ İLE RİSKLERİ AZALTMAK MÜMKÜNDÜR”
Karaciğerde oluşturabileceği riskler açısından değerli bir virüs olan Hepatit C’nin aşısı olmamasına rağmen tedavi ile etkili sonuçlar alınabileceğinin altını çizen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Meral Sönmezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün ülkemizde yaklaşık 750 bin hepatit C hastası olduğu tahmin ediliyor. Dünya çapında, hepatit C’nin çoğunlukla kontamine kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu ile bulaştığı görülmektedir. Ülkemizde en yaygın bulaşma yolu ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte 1996 yılında başlayan Hepatit C virüsü için tüm kanlarda tarama yapılması kararının ardından bu yolla bulaştığını söylemek mümkündür. iletim önemli ölçüde azaldı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
